Archive for the ‘ Sworn’dan ’ Category

Çoban Köpeği

Toplum denilen sürüdeki kırpılmaya hazır şişman koyunlarız.

             Ben deniz Sworn bugün çok değerli bir insanla konuştum sanırım isim verilmesinden pek hazetmez o yüzden ona sadece ”Abla” diyeceğim. Öhöm öhöm… İlk yazımı bir kaç arkadaşa gösterdim hoşlarına gitti açıkcası benimde hoşuma gitti zevkli yani ama insanların fikirlerine ters düşen şeyler olabilir diye pek fazla cesur olamadım.Abla’ya danıştım hemen zaten oda bana ”Güzel fakat gerginsin yazacaklarını onun bunun beğenmesi için değil fikirlerini anlatabilmek için yazmalısın.” demişti.Ellerinden öpüyorum senin.
Gelelim konuya.Ben yaşantım itibariyle tanışmış olduğum insanlardan bayağı bir farklı oldum. Zorlukları oluyor tabi. Yaptığın işin, hareketin diğer insanlar tarafından onay görmemesi ise hayal kırıklığı ama şu var ki  ”kimsenin göremediğini görmek” olgusu bana yetiyor zaten. Absürdlüğün insanı cezbeden bir tarafı var. Serhat seni örnek vereceğim kardeş kusura bakma. Bu Serhat var ya Serhat! Hayatımda tanıdığım en absürd insanlardan fakat o kadar değişik düşünüyor ki aklım hayalim duruyor. İnanılmaz bir hayal gücü var adamda.(Öptüm canım bu kadardı senin için ayırdığım kısım). Diyeceğim şu ki insanların dayatmalarına bağlı kalmayın. Başımızdaki çoban köpeklerinin bizim sınırlarımız olması gerekmiyor. ” Sürüden ayrılanı kurt kapar.” düşüncesi de var tabi. Ama yeni şeyler istemez mi insan? Hayatı boyunca eskiden sıkılmadı mı ? Hayatı da zevkli kılan görmemiz gereken ve yaşamımız gereken binlerce manzara ve iş var. Sürüye bağlı kalıp aynı otu yiyip ayna tarlada dolanıp şişip şişip iyice uzayınca tüylerimizi kırpıp sonra bir güzel yenilmenin heyecanı nerede. Mesleğimizi elimize aldıktan sonra babalarımızı ve annelerimizi memnun etmek için istemediğimiz bir işi yapıp tonlarca para kazanmaktansa daha az para kazanıp istediğim işi yapıp benim gibi hayattan biraz daha farklı şeyler isteyen absürd takılan ve kimsenin istemediği şeyleri isteyen insanlarla ölmek isterim. En azından istediğim gibi yaşarım. Belki bir oyun editörü belkide bir mangaka. Niye mühendis olayım ki. Sadece para kazanmak için hayatımın 30 senesini ona veremem. Farklı olun. 😉 Hayat öyle daha zevkli.

Hangi Parçasıyız Hayatın

Hepimiz büyüyoruz bir yerlere gelmek istiyoruz. Mühendis, mimar, doktor, öğretmen ve belkide kendi işimizi kurucağız.

Bir eksiklik olur ya. Diyelim ki ülkenin en iyi mühendisi oldun. Eee! Bir müddet sonra bu iş sadece para için yapılmaya başlayacak halbuki severek başladın buna. Ben mesela yaşım itibariyle kendimi yeni yeni tanımaya başladığım dönem içerisindeyim fakat korkuyorum ya yanlış tanırsam ya nefret ettiğim bir mesleği yapmaya zorunlu kalırsam ve de en hayal kırıklığı olan şimdi severek yaptığım bir işi ilerde istemediğim şekilde yapmaya zorunlu bırakılırsam.Ne olur ?

Ülkenin bize yapmasını emrettiği ve sonra sessiz bir şekilde ölmemizi istediği burada fakir ve zengin insanların ülkede aralarında ne kadar devasa bir uçurum olduğunu biliyorum. Sorun aradaki uçurum falan da değil bu ülke bunla yıllardır iç içe ama biz onu planlarken üstümüzden geçen hayat denen olgu ne kadar sevindirir ki bizi ? Bu gelecek kaygıları beni yiyip bitiriyor. Ya konu uçtu gitti anlatmak istediğim hayatta yer kapladığımız zamanın ve yerin bir anlamı olmalı ve bunu ne zaman anlayacağız ? Boş ölmemeli insan en azından hayatında mutlaka 1 fidan dikmeli boşuna gelmedik dünyaya.

      Hepimiz birer parçasıysak bu hayat denen paslı hayatın ve yaptıklarımız ve bizler onun hareketlerini bilhassa parçalarını oluşturuyorsa. Ben hangi parçasıyım? Bizler hangi parçasıyız ? Bir de şu var ya yedek parçasıysak bizler.